Subdural kanama, beyin ve beyin zarları (dura mater ve araknoid membran)  arasındaki subdural boşlukta meydana gelen kanamadır. Subdural boşluk, beyin yüzeyi ile beyin zarları arasında yer alan ince bir boşluktur. Kanamanın bu alanda olması nedeniyle “subdural” terimi kullanılır. Subdural kanama, genellikle travmatik bir kafa yaralanması sonucunda oluşabilir. Kafa travması, beyin dokusunu çevreleyen damarlarda hasara ve kanın subdural boşluğa sızmasına neden olabilir. Subdural kanama, kanın subdural boşlukta birikmesiyle beyin üzerinde baskı oluşturur. Bu baskı, beyin dokusunu etkileyebilir ve ciddi nörolojik belirtilere yol açabilir.

Subdural kanama, travmatik yaralanmaların yanı sıra bazı durumlarda spontan olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle yaşlılarda, düşmeler gibi nispeten hafif travmalar bile subdural kanama riskini artırabilir. Ayrıca, kanın pıhtılaşma yeteneğinin azaldığı durumlarda (örneğin, bazı ilaçların kullanımı, alkol bağımlılığı, bazı sağlık durumları gibi) spontan subdural kanama riski artabilir.

Subdural kanama belirtileri, kanamanın büyüklüğüne, hızına ve etkilediği beyin bölgelerine bağlı olarak değişebilir. Şiddetli baş ağrısı, bilinç değişiklikleri, kusma, nörolojik belirtiler, motor veya duyusal fonksiyon kaybı subdural kanamanın belirtileri arasında yer alabilir. Subdural kanama, acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Hemen bir sağlık kuruluşuna başvurarak değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, ciddi komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur ve hastanın sağlığını korur.

Subdural Kanama Belirtileri Nelerdir?

Subdural kanama belirtileri, kanamanın büyüklüğüne, hızına ve etkilediği beyin bölgelerine bağlı olarak değişebilir. Aşağıda yaygın subdural kanama belirtileri sıralanmıştır:

  1. Baş Ağrısı: Şiddetli ve ani baş ağrısı, subdural kanamanın en yaygın belirtisidir. Ağrı genellikle travmatik olaydan sonra hemen veya bir süre sonra başlar.
  2. Bilinç Değişiklikleri: Kanamanın beyin üzerindeki etkisine bağlı olarak bilinç değişiklikleri ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında sersemlik, karışıklık, uyku hali, şuur kaybı veya bayılma yer alabilir.
  3. Nörolojik Belirtiler: Subdural kanama, beyin dokusunu etkilediğinde nörolojik belirtiler görülebilir. Felç, kollarda veya bacaklarda güçsüzlük, uyuşma, karıncalanma, denge kaybı gibi belirtiler fark edilebilir.
  4. Kusma: Subdural kanama, beyin üzerindeki baskı nedeniyle kusmaya yol açabilir. Kusma sıklıkla ani ve şiddetli olabilir.
  5. Konuşma Bozuklukları: Subdural kanama, beyin üzerindeki etkisiyle konuşma bozukluklarına yol açabilir. Konuşma güçlüğü, anlam bozuklukları veya karışık konuşma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
  6. Koordinasyon Problemleri: Subdural kanama, beyin ve sinir sistemi üzerinde etkili olduğunda koordinasyon problemleri ve denge sorunları görülebilir.
  7. Pupilla Değişiklikleri: Subdural kanama, gözlerde pupilla (gözbebeği) boyutunda değişikliklere yol açabilir. Pupillaların büyüklüğünde ve renginde farklılık gözlenebilir.

Subdural kanama belirtileri genellikle travmatik bir olaydan sonra hemen veya bir süre sonra ortaya çıkabilir. Bu belirtiler, hastanın durumuna ve kanamanın ciddiyetine bağlı olarak değişebilir.

Subdural Kanama Tanısı Nasıl Koyulur?

Subdural kanama tanısı, hastanın klinik öyküsü, fizik muayenesi ve görüntüleme yöntemlerinin kullanılmasıyla konulur. Subdural kanama şüphesi olan hastaların acil tıbbi müdahale ve değerlendirme için bir sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Tanı koymak için aşağıdaki adımlar izlenebilir:

  1. Klinik Değerlendirme: Hastanın semptomları ve klinik öyküsü değerlendirilir. Travmatik bir olayın yaşanıp yaşanmadığı, baş ağrısı, bilinç değişiklikleri, nörolojik belirtiler gibi şikayetlerle ilgili bilgiler toplanır.
  2. Fizik Muayene: Hastanın fiziksel durumu ve nörolojik muayenesi yapılır. Baş, boyun ve omurga bölgesi incelenir. Nörolojik belirtiler, kas güçlülüğü, refleksler, duyu ve koordinasyon testleri yapılır.
  1. Görüntüleme Yöntemleri:

   – Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Subdural kanama tanısında en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemi MRG’dir. MRG, beyin ve beyin zarlarını detaylı bir şekilde görüntüler ve subdural kanamayı görsel olarak teyit eder.

   – Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT taraması da subdural kanamayı değerlendirmede kullanılabilir. BT, kanamanın tespit edilmesine ve kanamanın boyutunun belirlenmesine yardımcı olur.

Görüntüleme yöntemleri, subdural kanamanın boyutunu, yerini ve etkilediği beyin bölgelerini gösterir. Bu bilgiler, tedavi planlaması ve hastanın durumunun değerlendirilmesi açısından önemlidir.

Subdural Kanama Çeşitleri Nelerdir?

Subdural kanamalar, genellikle kanamanın kaynağına göre iki ana çeşide ayrılır: akut subdural kanama ve kronik subdural kanama. Her iki tür de beyin ve beyin zarları arasındaki subdural boşluğa kanın sızması sonucu oluşur, ancak oluşma süreleri ve klinik seyirleri farklıdır.

  1. Akut Subdural Kanama: Akut subdural kanama, genellikle travmatik bir kafa yaralanması sonucunda meydana gelir. Travma, beyin zarlarındaki damarların yırtılmasına ve kanın hızla subdural boşluğa sızmasına neden olur. Akut subdural kanama, hızlı bir şekilde belirtiler gösterir ve ciddi beyin hasarına neden olabilir. Hastanın acil tıbbi müdahale ve tedavi gerektirir.
  2. Kronik Subdural Kanama: Kronik subdural kanama, genellikle travmatik olmayan bir şekilde ortaya çıkar ve sıklıkla yaşlılarda görülür. Kronik subdural kanamalar, daha az şiddetli kafa travmaları sonucu bile gelişebilir. Bu tür kanamaların belirtileri, akut kanamalara kıyasla daha yavaş gelişir ve hastanın durumu zamanla kötüleşebilir. Yaşlılarda beyin dokusu daha elastik olabilir ve kanama nedeniyle subdural boşlukta kan birikmesi daha uzun sürebilir.

Her iki tür subdural kanama da ciddi bir tıbbi durumdur ve zamanında ve doğru tedavi gerektirir.

Subdural Kanamalar Nasıl Tedavi Edilir?

Subdural kanamaların tedavisi, kanamanın büyüklüğüne, hastanın durumuna ve belirtilerin şiddetine bağlı olarak değişebilir. Tedavi genellikle kanamanın kaynağını kontrol altına almayı, beyin üzerindeki baskıyı azaltmayı ve komplikasyonları önlemeyi hedefler. Subdural kanamaların tedavi yöntemleri şunları içerebilir:

  1. Gözlem ve İzleme: Subdural kanamanın boyutu küçükse ve hastanın durumu stabil ise, hastanın durumu dikkatli bir şekilde izlenir ve gözlem altında tutulur. Bu durumda ameliyat gerekebilmez ve kanamanın kendiliğinden emilmesine izin verilebilir.
  1. Cerrahi Müdahale: Subdural kanamanın boyutu büyükse, hızla artıyorsa veya beyin üzerinde ciddi baskı oluşturuyorsa cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi yöntemler, kanamanın kaynağını kontrol altına almayı ve kanın biriktiği subdural boşluğu boşaltmayı amaçlar. Bu işlem, kraniotomi adı verilen kafatası açılması ile gerçekleştirilir. Kanama kaynağı tespit edilir ve kan birikintisi drenaj yoluyla boşaltılır.
  2. İlaç Tedavisi: Kanın pıhtılaşmasını sağlayan ilaçlar, kanamanın kontrol altına alınmasına ve kanın daha fazla birikmesinin önlenmesine yardımcı olabilir.
  3. Destekleyici Bakım: Kanamanın yol açtığı nörolojik belirtiler ve baskıya bağlı olarak oluşan komplikasyonlar için hastanın destekleyici bakıma ihtiyacı olabilir. Bu, beyin şişmesini kontrol etmek, beyin basıncını düzenlemek ve diğer vital fonksiyonları takip etmek anlamına gelir.

Subdural kanamalar acil bir tıbbi durumdur ve zamanında ve doğru tedavi hayati önem taşır. Tedavi, hastanın durumuna ve kanamanın ciddiyetine bağlı olarak belirlenir. Erken teşhis ve tedavi, hastanın sağlığını korumak ve ciddi komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur. Subdural kanama şüphesi olan bir kişi varsa, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve acil tıbbi değerlendirme almalıdır.